Hepimiz "Telsiz" oykulerini az çok hatirlariz. Bu teknoloji
harikasinin,(
tabii ki o zaman için ! ) , bize ne buyuk yararlari olup,
"Canli"nýn pabucunu az
çok dama attigini, saçlarimizi uzattirip, yazin ortasinda bile balikçi yaka
kazak giydirttigini, vs..vs...
10.ncu sinifta iptidai bir sekilde FM kanalindan alicilar ve konserve kutusu
içerisinden vericiler ile baslayan bu teknoloji yolculuguna Ben de Rahmetli
Sevgili Mestan ile birlikte katilmaya karar verdim ! Murat Ones'in babasinin
THY
deki gorevi sayesinde teknik açidan hemen tur atlayarak daha modern cihazlara
kavusmustuk. 3 sene boyunca hemen hemen her sinav, yontemlerimizi
gelistirdigimiz birer deneyimdi.
Hatirlarsiniz, 12.nci sinifta Langlais Kimya ve Fizik'e geliyordu. Her
sinavinda Murat Ones, Mestan ve Ben Telsizi eksik etmiyorduk. Parazit yapmasin
diye Anfi'de uçumuzde uç noktalara dagiliyorduk. Buna ragmen Langlais bizi her
gorusunde ; "sizlerin, çok tuhaf bir stiliniz var ! durup durup sinavin
sonuna
dogru birdenbire hizli hizli yazmaya basliyorsunuz !" derdi. Bizde
"Monsieur,
konsantre oluyoruz !" derdik.
Unutanlar için tekrar kisaca hatirlatayim. Sorulari disari atip cevaplarin
yayinini epey bir beklerdik ve de yayin yaklasik son 15-20 dk. gelirdi. Bu
arada, satir satir okunan yayini kaçirmamaya gayret ederdik, ve de okunan her
bir satir sonrasi hepimize teker teker sorulurdu anlayip anlamadigimiz. Bizde,
1sinyal ile OK, 2 sinyal ile "kaçti" mesaji gonderirdik. Ama
birimizin kaçirmasi
digerlerininde beklemesi demekti maalesef...o yuzden yayin sirasinda muthis
seriydik !
Anfide Langlais'nin bir Fizik sinavindaydik. Yine uçumuz ayri noktalara
dagildik. Rahmetli Sevgili Mestan ust taraflardaydi. Ve son 15.dk 'ya
girildiginde yayin basladi, bizde hizla yazmaya. Hersey çok iyi gidiyordu ki,
Langlais Anfide tur atmaya basladi.. ve de Mestan 'ýn onunden geçerken
birden
durup neler yazdigina soyle bir bakiverdi.
Birden Langlais'nin, "Impossible" diye bir bagirisini duyup, hizla
kursusune
dogru inisini gorduk. "Eyvah Ulan! herif yakalandi" diye biz de panik
olduk,
Murat Ones ile "Ne yapalim ?!" diye isaretlesirken, Mestan devam edin
diye
isaret verdi. Tabii bu arada yayinda devam ediyor, kaçirmamamiz lazim. Hepimiz
tekrar yazmaya devam ettik, o arada bir baktik Langlais Hesap makinasi(Aristo
Cetveli) ni almis Mestan'in yanina gidiyor. Mestan'in sogukkanliligina
guvensekte ne oldugunu bilmedigimizden yine de endiseyle izliyor, bir yandan da
hizla yazmaya devam ediyoruz. 1dk sonra "Comment vous avez fait ça !"
diye
tekrar Langlais'yi duyduk. Cevapsýz sinirden basini sallayan Mestan'a
tekrar
sordu ayni soruyu ve de sonuna yine ekledi :"C'est impossible!"...
Mestan
dayanamayip sinirli bir sekilde, ama o hafif kekelemesiyle "Mais..mais..Oh
la la
!..Mais Monsieur ! tout ça c'est facile!..." ve de ayni hizla tekrar donup
yazmaya devam etti.. Langlais Mestan'in basinda birkaç saniye
bekledikten sonra kafayi sallayarak ve de "C'est impossible !...c'est
impossible !..." diyerek kursusune indi..Biz de yayini, yani sýnavi
gayet
basariyla bitirdik ve de disari firlayip telsizleri emin bir yere aldiktan
sonra
olayi ogrendik........
Langlais dolasirken Mestan'in basinda durup kagidina baktiginda gordugu
manzara soyleydi ; Atiyorum, ornegin tabii ki ; ..
Mestan hizla yaziyor :
"Molekulun hizi = [karekok718] X 0,01320 X 99 X 0,0956 ~= 0,0097315
0,0089 X [karekök 69] X 0,718"
Ve de tum bu denklemi, bir çirpida, hizla yaziyor, sonucunu da hiç makina
falan kullanmadan....
O günden beri Langlais, sinifta tahtada exercices yaparken eger Mestan'la da
siniftaysak !, exercice'in sonucunu donup Mestan'a sorardi : "Est-ce que
c'est
juste, Monsieur ?" ...Mestan da sakince sakallarini çekistirerek tahtaya
bakip
1-2 saniye dusunup "Oui, Oui ! c'est bon !" derdi.....
Arda Ipek
17.4.2006